ABD'li papaz, Müslüman olup Konya'ya yerleşti

Profesör olarak üniversitelerde din eğitimi veren fakat içinde bir boşluk hissetmeye başlayan ve arayışa giren Fenter, 2004 yılında Hazreti Mevlâna'nın 22. kuşak torunu Esin Çelebi Bayru ile tanıştı.
Mevlâna ile ilgili bilgiler alan Fenter, Bayru'nun daveti üzerine 2005'te geldiği Konya'da İslamiyeti daha iyi anlama fırsatı buldu.
Anlatılanlardan ve sema ayini şerifinden, törenlerdeki manevi atmosferden çok etkilenen Fenter, yaşadıklarının etkisiyle 2006 yılında Müslümanlığı seçti.
Törenlerde tanıştığı "Mevlevi dedesi" Nadir Karnıbüyük'ten de İslam ve Mevlevilik hakkında dersler alan Fenter, Mevlana'ya daha yakın olmak ve Mevleviliği daha iyi yaşayabilmek için iki ay önce Konya'ya yerleşti.
Her pazar kiliseye gittiklerini, kuzeninin de kilisenin papazı olduğunu ifade eden Fenter, "Din, ailem için çok önemliydi. Büyükannem benden papaz olmamı istiyordu. Rahipliği öğrenmek için ruhban okuluna gittim." dedi.
2006 yılında Müslümanlığı seçen Profesör Fenter, İslam'a geçiş sürecini şöyle anlattı:
Fenter, okulda hep Tanrı'nın, Hazreti İsa'nın anlatıldığını ancak birçok şeyin kendisine mantıklı gelmediğini vurgulayarak şöyle devam etti:
"Tanrı'ya inanıyordum ama bir şeyler doğru değildi. Daha sonrasında da öğrencilerime öğretmeye çalıştığım bilgiler bana hiç mantıklı gelmiyordu. Bu nedenle hayatımın büyük bölümünü arayışla geçirdim. Ruhban okulunda ders veriyordum ama öğrettiklerime inanmıyordum. Bir süre sonra 'bunu artık yapamam' dedim ve papazlığı bırakıp kiliseden ayrıldım. Ailemin yanına California'ya döndüm ve müzikle ilgilenmeye başladım. Müziğin içinde çok şey vardı ama kalbim boştu. İnsanların alkışları harikaydı ama bir şey eksikti."
Öğrencilerime verdiğim bilgiler bana hiç mantıklı gelmiyordu. Artık yapamayacağımı anladım ve papazlığı bırakıp kiliseden ayrıldım. Esin Çelebi Bayru ile tanıştım. Dinledim ve duyduklarım hoşuma gitti. Ona, 'Kendimi okyanusun dibinde hissediyorum ve hazinenin nerede olduğunu bilmiyorum' dedim. Bana, 'Aradığın için hazineyi zaten buldun' dedi. Beni çok etkiledi. Mevlâna Celaleddin-i Rumi’nin türbesinde dua ettim, onun beni çağırdığına inanıyorum. Bu yüzden ona yakın olmak için Konya'ya yerleştim.